HÂFIZ KÂNİ KARACA
1930 - 2004
Kâni Karaca 1930’da Adana’da doğdu. İki aylıkken bir kaza sonucu gözlerini kaybetti. İlkokulda okurken,aynı zamanda köyün imamı Ali Nergis Hoca'dan ders alarak Kur’an’ı hıfz etti. O yıllarda 80 yaşlarında olan bu zât Sultan Abdülhamid Han'ın huzurunda bulunmuş, muktedir bir hoca idi. Daha sonra Hacı Şefika Hatun Camii'nin eski imamı Abdi Er Hoca'ya devam etmişdir. Mûsikî bilgisi olan bu hocaefendiden makamlar hakkında temel bilgileri öğrendi. Bu arada halkevlerindeki bazı amatör konserleri takip etmiş ve mûsikî cemiyetlerine de devam etmişdir. Tanıştığı amatör mûsikîşinâslardan istifâde ederek bilgisini arttırdı.
1950 yılında İstanbul’a geldi. Bir süre Sadettin Kaynak’la çalışarak nota, üslûp ve tavır bilgileri öğrendi. Dinî mûsikî çalışmalarını daha sonra, üslûp ve tavır yönünden çok etkilendiği Yeraltı Camii imamı ve hatîbi ünlü hâfız Ali Üsküdarlı’nın öğrencisi olarak sürdürdü. Sadettin Heper’den kudümle usûl vurmayı öğrendi, kendisinden ayrıca başta mevlevî ayinleri olmak üzere pek çok dinî ve dindışı eser meşk etti. İstanbul’un mûsikî çevrelerinde çeşitli mûsikîşinaslardan yararlanarak mûsikî bilgisini ilerletti. Hafız Ali Üsküdarlı ve zamanın birçok değerli hâfız ve mûsikîşinaslarının karşısında verdiği dinî mûsikî imtihanı ile icâzet aldı; bu imtihandaki başarısı Kâni Karaca’nın makam bilgisi ile yeteneğini kabul ettirdiği önemli bir aşama oldu.
Kâni Karaca bir hâfız olarak yetiştiği halde dindışı mûsikîde de büyük başarı gösterdi.1950’lerin sonları ile 1960’lı yıllarda İstanbul Radyosu’ndan yayımlanan programlarda Mesud Cemil, Cevdet Çağla, Vecihe Daryal, Yorgo Bacanos, Niyazi Sayın, Necdet Yaşar, Sadettin Heper gibi çok değerli saz sanatçılarının eşliğinde okuduğu çok seçkin eserler radyo tarihinin en üstün nitelikli programları arasındadır. Bu dizi radyo konserlerinde yer alan eserlerin hemen hemen hepsi ilk kez Karaca’nın yorumuyla seslendirilmiştir. Ayrıca 1960'dan sonra Feridun Fazıl Bey'in isteği ile Radyo için Kur'ân-ı Kerîm'in tamamını okumuşdur..
Kâni Karaca 1955 yılından itibaren her yıl Konya’da ve İstanbul’da düzenlenen Mevlânâ’yı anma haftaları ile İstanbul Festivali çerçevesindeki semâ törenlerine düzenli olarak naathân, âyinhân ve kudümzen olarak katıldı. Yüzlerce kere okuduğu , Itrî’nin "naat"i onun yorumuyla beslenip benimsendi. Ayrıca yurtdışında da çok sayıda konser ve âyîne katılan, bir süre Türk Müziği Devlet Konservatuarında kdüm dersleri veren Karaca'nın yayınlanmış konser kayıtları, plak, CD'leri mevcuttur. Kani Karaca 1996 yılında İstanbul Radyo'sundan emekli olmuşdur.
Karaca İstanbul’un son elli yılda tanıdığı en seçkin hâfız ve mevlidhânlardan biridir. Doğuştan okuyuş yeteneği gerektiren hâfızlık ve mevlidhânlık ile, besteli eserlerdeki icrâcılığı onun okuyuculuğunun iki yönüdür. Mevlid, kasîde, ezân gibi yazılı bestesi olmayan, ancak doğaçlama ezgilerle okunan dinî mûsikî şekillerinden başka, Kur’ân okumakta da büyük bir sanat başarısı göstermiştir. Kânî Karaca mûsikî eğitimi görmemiş din hocalarının artması sonucu hâfızlığın sanat yönü gitgide kaybolurken dinî mûsikînin geçen yüzyılda yetişmiş üstadlarıyla zamanımıza kadar ulaşan seçkin gelenekleri izleyip geliştirenlerdendir. Onun mûsikî icrasına en önemli katkısı,İstanbul’a has mevlid ve Kur’ân okuma üslûplarını günümüzde de büyük sanat gücüyle yaşatmasıdır. Karaca bugün kaybolmaya yüz tutmuş olan gazelin de çok üstün nitelikli bir yorumcusudur. Doğaçlama mûsikîde ezgi ile güfteyi her mûsikî şeklinin gerektirdiği ifadeye göre başarıyla kaynaştırır. Bariton sesiyle, pestlerde olduğu kadar tizlerde de perdelerin seslerini falsosuzca vererek, makamların seyirlerini ve özelliklerini ustaca gösterir. Belli bir makamın ses alanından çıkarak başka bir makamın ses alanına geçmek anlamına gelen “geçki” sanatını başarıyla uygular; iç içe örülü, uzun ve kısa, uzak ve yakın geçkilerdeki makam, ezgi ve buluş çeşitliliği, okuyuş üslûbuna ayırt edici bir özellik katar. Kânî Karaca dinî mûsikînin olduğu kadar dindışı mûsikînin de son devrideki en büyük icracılarındandı.
BAĞLANTILAR
Hatîbzâde Osman Efendi'nin Meşhûr Kâr-ı Nâtık Bestesi ve Kâni Karaca'nın İki İcrâsı
Kâni Karaca hakkında mahdûmu Ali Karaca ile mülâkât
Kâni Karaca hakkında mahdûmu Ali Karaca ile mülâkât
BELGESEL ve VİDEOLAR
BESTELERİ
| Eser Adı | Söz Yazarı |
Makam
|
Form
|
Usul
|
| Bahçemde açan goncaların hepsi dökülsün | Ümit Gürelman - Neyzen |
Suzinak
|
Şarkı
|
Türk Aksağı
|
| Bekledim günlerce yoksun gelmedin | Necdet Revi |
Ferahnak
|
Şarkı
|
Semai
|
| Beni yaktın yanasın sen de gönülden dilerim | Amir Ateş |
Hicaz
|
Şarkı
|
Aksak
|
| Bir anda bütün her şeyi yık gel diyemem ki | Ümit Gürelman - Neyzen |
Suzinak
|
Şarkı
|
Aksak
|
| Bir zamanlar ben de sevdim hep kapandım dizlere | Ümit Gürelman - Neyzen |
Buselik
|
Şarkı
|
Semai
|
| Bismillahizişşan aziymül bürhan | Belirsiz |
Uşşak
|
Şuğul
|
Ağır Düyek
|
| Canımın canı efendim nur-i kuranım benim | Hüseyin Top (Hafız) |
Segah
|
İlahi
|
Devr-i Hindi
|
| Cevr olur imkan-ı vuslat vermeyen imaların | İbrahim Akçam |
Hicaz
|
Şarkı
|
Devr-i Hindi
|
| Eli boş gidilmez gidilen yere | Tahir-ül Mevlevi (Olgun) |
Hicaz
|
İlahi
|
Düyek
|
| Ey Hüdadan lutf u ihsan isteyen | Abdurrahman Efendi - Udi |
Rast
|
İlahi
|
Devr-i Hindi
|
| Hiç düşmedi dilimden ne hatıran ne adın | Mustafa Sevilen |
Hüzzam
|
Şarkı
|
Semai
|
| Lebbeyk Allahümme Lebbeyk (Telbiye) | Belirsiz |
Hicaz
|
Telbiye
|
Düyek
|
| Mecnun gibi duy özlemi Leylayı hatırla | Feyzi Halıcı |
Nikriz
|
Şarkı
|
Aksak
|
| Re'sül hikmeti mehafetullah | Hadîs-i Şerîf |
Rast
|
Hadis
|
Sofyan
|
| Sevginle inan gönlüme sen başka cihansın | Ümit Gürelman - Neyzen |
Nikriz
|
Şarkı
|
Türk Aksağı
|
| Zahme-i sevda-nisarım vur ki ey feyyaz-ı aşk | Tahir-ül Mevlevi |
Suzinak
|
Şarkı
|
Devr-i Hindi
|
| Saz Semaisi | Belirsiz |
Suzinak
|
S.Eser
|
Aksak Semai
|
| Saz Semaisi | Belirsiz |
Ruy-i Irak
|
S.Eser
|
Aksak Semai
|
| Saz Semaisi | Belirsiz |
Karcığar
|
S.Eser
|
Aksak Semai
|
ARŞİV KAYITLARI

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder