Yâ sâkıye’l-müdâmeti hayye’ ale’s-salâ
İmlâ zücâcenâ bi-humeyyâ fe kad halâ
Eskayteni’l-müdâmete min tarfike’l-behî
Hattâ celâ fuâdiye min ahseni’l-cilâ
Ey sâkî! Haydi, sun şarabı, boşalan kadehimizi aşk şarabıyla doldur. Lutfettin de o güzelim şarabı sundun bana, sundun da o sayede gönlüm öylesine iyi arındı, öylesine hoş cilalandı ki.
Te’âlev küllünâ ze’l-yevme sekrâ
Bi-akdâhin tühâmirnâ ve tetrâ
Te’âlev inne hâzâ yevmü ‘ıydin
Tecellâ fîhi mâ tercûne cehrâ
Gelin bugün hepimiz bizi mest edip kendimizden geçiren kadehlere sarhoş olalım. Gelin! Bugün gerçekten de bayram günüdür zîrâ arzulanan sevgili âşikâre göründü.
El-yevme mine’l-vasli nesîmün ve su’ûdü
El-yevme era’l-hubbe ‘ale’l-‘ahdi ku’ûdü
Yâ kavme ile’l-‘aşki enîbû ve ecîbû
Lemmâ keteballâhü ‘ale’l-‘aşki hulûdü
Bugün kavuşma yelleri esmekde ve saadet bahşetmekde. Bugün görüyorum ki, muhabbet, ahdine vefâ göstermiş. Ey cemaat! Aşka sarılın, onun davetine icâbet edin çünkü Allah, aşka ölümsüzlük vermiştir.
Kad sabbahanallâhü bi-‘ıyşin ve müdâm
Kad ‘ayyedene’l-‘ıyde ve mâ temme sıyâm
İmlâ kadehan ve hâti yâ hayra gulâm
Key yüskiranâ sümme ‘ale’d-dehri selâm
Allah şarabın zevkiyle sabahı ettirdi bize, oruç tamamlanmadan bayram geldi çattı. Ey hizmetkârların hayırlısı! Haydi, bizi sarhoş etmek için doldur kadehi de sun bize.
İKİNCİ SELÂM
Sultân-ı menî sultân-ı menî
Ender dil ü can îmân-ı menî
Der men bi-demî men zinde şevem
Yek cân çi şeved sad cân-ı menî
Sultânımsın, sultânımsın, cânımda ve gönlümde imânımsın. Nefesinle cân bulurum ben. Bir cân da nedir? Yüz cânımsın.
ÜÇÜNCÜ SELÂM
Eyyühâ ehle’l-ferâdîs ikraû menşûrenâ
Vedheşû min hamrinâ vestesme'û nâkûrenâ
Hûrüküm tasferrü ‘aşkan tenhanî min nârihî
Lev reet fî cünhi leylin ev nehârin hûrenâ
Ey cennet bahçelerinde gezip tozanlar, okuyun fermânımızı. Bizim şarabımızdan için de kendinizden geçin, sûrumuzun sesini işitin. Gece basarken yahut gün ağarırken sizin hûriniz, bizim hûrimizi görseydi ateşiyle yanar yakılırdı, ona gönül verirdi de aşkıyla sararır solardı.
Ey ki hezâr âferin bu nice sultân olur
Kulu olan kişiler hüsrev ü hâkân olur
Her ki bugün Veled’e inanuben yüz süre
Yoksul ise bay olur bay ise sultân olur
Ona binlerce tebrikler olsun, o nasıl bir sultândır ki, ona kul olan yücelir, yükselir, izzet bulur. Her kim ki Sultân Veled’e samîmiyyetle yüz sürer, ona bende olursa, fakîr ise bey olur, bey ise sultân olur.
Rûhî leke yâ zâirü fi’l-leyli fedâ
Yâ mûnise vahşetî ize’l-leyli hedâ
İn kâne firâkunâ mea’s-subhi bedâ
Lâ esfere ba‘de zâke subhi ebedâ
Ey beni gece vakti ziyaret eden! Cânım sana fedâ! Ey geceleri bana dost olan. Sabahla beraber ayrılığımız yüz gösterince, bu sabahdan sonra ebediyyen sabah olmamışdır.
Te’âli yâ medede’l-‘ıyşi ve’s-surûri te’âl
Te’âli yâ feraha’l-hemmi fâtiha’l-akfâl
Likâu vechike fi’l-hemmi fâliku’l-ısbâh
Sikâu cûdike fi’l-fakri müntehe’l-ikbâl
Gel ey zevk ve neş’e veren, gel! Gel ey derdleri gideren, kilitleri açan, gel! Cemâlini görmek, mihnet zulmetini sabah aydınlığına çevirir. Cömertçe ihsânın, fakr u zarûreti devlet ve ikbâle çevirir.
Vechüke mislü’l-kamer kalbüke mislü’l-hacer
Rûhuke rûhü’l-bekâ hüsnüke nûrü’l-basar
Hicrüke rûhî fedâk zelzelenî fî hevâk
Küllü kerîmin sivâk feh’ve hadâu garâr
Yüzün ay gibi, yüreğin taş gibi, rûhun bekâ rûhu, güzelliğin gözlerin nûru. Senden ayrı kalırsam, a canım feda olası güzel, titrer dururum, senden gayrısından kerem bekleyen aldanmışdır.
Yâ men na’mâhü gayru ma‘dûd
Ve’s-sa‘yü ledeyhi gayru merdûd
Kad beşşera bi’l-likâi sıdkan
Min hazretihi’l-kerîmi mevrûd
Ey nimetleri sayısız olan! Ey yolundaki hizmetler reddedilmeyen! Onun yüce katından gelen, onunla buluşacağımızı müjdeledi bize.
DÖRDÜNCÜ SELÂM
Sultân-ı menî sultân-ı menî
Ender dil ü can îmân-ı menî
Der men bi-demî men zinde şevem
Yek cân çi şeved sad cân-ı menî
Sultânımsın, sultânımsın, cânımda ve gönlümde imânımsın. Nefesinle cân bulurum ben. Bir cân da nedir? Yüz cânımsın.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder