HÜZZÂM ÂYİN-İ ŞERÎF
(Bestekârı : İsmâil Dede)
BİRİNCİ SELÂM
Mâhest ne-mî dânem hurşîd ruhat yâ ne
Bu ayrılık oduna cânım nice bir yâne
Yüzün ay mı güneş mi bilmiyorum
Bu ayrılık ateşine ne kadar yanacağım?...
Sevdâ-yı ruh-ı Leylî şüd hâsıl-ı mâ haylî
Mecnûn gibi vâveylî oldum deli dîvâne
En büyük kazancım Leylâ'ya (sevgiliye) sevdâm
Eyvâh ki Mecnûn gibi deli dîvâne oldum...
Eyvâh ki Mecnûn gibi deli dîvâne oldum...
Âşık oldum bilmedim yâr özgelerle yâr imiş
Allah Allah âşıka bunca cefâlar vâr imiş...
Yâr yüreğim yâr gör ki neler var
Yâr yüreğim del ciğerim gör ki neler var...
Tü mâh-i acîbî ki mislî ne-dârî
Be her cilve cânâ der âteş sipârî
Sen öyle acâib bir aysın ki benzerin yok
Her cilvede âşığın cânını ateşe atarsın...
Be zülfeyn ü ebrû be çeşmân-i âhû
Pey-i dil-rübâyî çü şîr-i şikârî
Zülüflerinle kaşlarınla ceylan gibi gözlerinle
Ava giden bir arslan gibi gönül avlamaya çıkmışsın...
Meh ü hur gulâmet zi can geşt râmet
Dü âlem be dâmet çi zîbâ nigârî
Ay ve güneş canlarından geçip sana köle olmuşlar
İki âlem (dünyâ ve âhiret) senin tuzağındadır ne hoş sevgilisin...
Nazîret ne-dîdem ne ez kes şinîdem
Dil ü din bi-bürdî çi ayyâr yârî
Benzerini ne gördüm, ne kimseden işittim
Gönlü ve dîni alıp götürdün, ne hîlekâr bir sevgilisin!...
Veled râ çi bâşed şehâ ger zi rahmet
Zi silk-i gulâmân-i hîşet şümârî
Ey sevgili! Veled kendisine gösterdiğin acımadan dolayı
Kendini senin kölelerinin yolunda sayarsa bunda şaşılacak ne var?...
Hüsn yekî hasen yekî yâr yekî sühan yekî
Rûh yekî beden yekî yâr yekî sühan yekî
Güzellik tektir, güzel birdir, sevgili ve O'nun hakkında söylenen sözlerin de eşi emsâli yoktur. Rûh birdir, beden birdir, sevgili ve O'nun hakkında söylenen sözlerin de eşi emsâli yokdur...
Yâr-ı dil-i hazin yekî tâ dem-i âteşin yekî
Milket-i aşk u din yekî yâr yekî sühan yekî
Mahzun gönlümün sevgilisi birdir, ateşli âhım da tekdir. Sevgi ve din ülkesi birdir, sevgili ve o'nun hakkında söylenen sözlerin de eşi emsâli yokdur...
Aşk u melâletem yekî sakm u selâmetem yekî
Men‘ ü melâmetem yekî yâr yekî sühan yekî
Aşkım ve bıkkınlığım bir, hastalığım ve iyiliğim bir
Kovulmam ve kınanmam bir, sevgili bir, söz bir...
İKİNCİ SELÂM
Ey hâlik-ı heft âsüman der mandeem feryâd res
Vey râzık-ı pîr ü civan der mandeem feryâd res
Ey yedi göğü yaratan! Âciz kaldım, imdâda yetiş
Ey yaşlının da gencin de rızkını veren! Âciz kaldım, imdâda yetiş!..
Ey rahm-i tü ber nîk ü bed ihsân-ı tü bî-hadd ü add
Her lahza gûyem ey Hudâ der mandeem feryâd res
Ey merhameti, iyiye de kötüye de şâmil bulunan! İhsanı hadsiz hesapsız olan!
Her an, “Yâ Rab! âciz kaldım, imdada yetiş” diyorum...
ÜÇÜNCÜ SELÂM
Devlet et pâyende bâdâ ey süvâr
Rahm kün ber âşıkan ma‘zûr dâr
Ey kudret sâhibi! Devletin dâim olsun
Âşıklarına merhamet et ma'zûr gör
Çün taleb kerdî be cid âmed nazar
Cid hatâ nek’ned çünin âmed haber
İsteyince düşünce harekete geçer
Gayretde hatâ olmaz çünkü hadîs'de böyle buyrulmuşdur...
Ey ki hezâr âferin bu nice sultân olur
Kulu olan kişiler hüsrev ü hâkân olur
Ey binlerce varı yaratan bu nasıl bir sultandır ki
Onun kulu olan kişiler padişahlar padişahı olmada, şahlara buyruk yürütmede...
Her ki bugün Veled’e inanuben yüz süre
Yoksul ise bay olur bay ise sultân olur
Bugün Veled'e inanarak ona (onun kapısına) yüz süren kişi
Yoksulsa zengin oluyor zenginse sultan oluyor...
Zehî aşk zehî aşk ki mâ râst Hudâyâ
Ki mâ râ vü cihân râ bi-yârâst Hudâyâ
Yâ Rab! Bu bizim aşkımız ne kadar da güzel ki
Hem bizi hem de cihanı süsledi...
Çi bezmest çi sâkîst çi bâdest ki hordîm
Çi naklest çi nuklest çi hurmast Hudâyâ
O meclis ve oradaki sâkî ile içtiğimiz bâde ne de güzel
Yâ Rab! O ne güzel içki, ne güzel yiyecek ve nimetler...
Çi lutfest çi zevkest çi bûyest çi rûyest
Çi halkast çi hulkast çi sîmâst Hudâyâ
Yâ Rab! O ne lutuf, o ne zevk, o ne güzel koku, ne güzel yüz
O ne güzel tabiat ve huydur...
Veled râ mesel gû devânîst be çevgan
Bedan sû ne deryâ ne sahrast Hudâyâ
Yâ Rab! Veled top gibi çevganla beraber
Ne denizin ne ovanın olduğu tarafta koşmaktadır...
Ey an ki tüyî murâd u matlûb
Hestî ber-i cümle halk mahbûb
Ey sevgili sen benim murâdım ve isteğimsin
Herkesin istediği ve sevdiği sensin...
Ey Yûsuf-i hüsn ez firâkat
Der nâle vü giryeem çü Ya‘kûb
Ey güzellikte Yusuf peygamberi andıran sevgili; senin ayrılığından dolayı
Yusuf'un babası Yakub gibi feryad etmekteyim, ağlamaktayım...
Tecrîd bi-cû Veled zi âlem
Tâ hem-çü mücerredan şevî hûb
Ey Veled, bu âlemin kıymeti var mı? ondan kendini çek, Allah'a yönel
Böylece madde âlemine önem vermemek senin için güzel neticeler doğuracakdır...
Bülbül-i aşk ez seher âğâz kerd
Pîş-i gülistan semer âğâz kerd
Aşk bülbülü sabah vakti şakımaya başlar
Gül bahçesi de isteğine ulaştı
Ez pes-i her perde vü nağme ki güft
Nağme-i hûb-i diger âğâz kerd
Söylediği her perdeden nağmemi andıran
Yeni ve güzel bir nağmeye başladı
DÖRDÜNCÜ SELÂM
Sultân-ı menî sultân-ı menî
Ender dil ü can îmân-ı menî
Sultânımsın sultânımsın
Cânımda gönlümde îmânımsın
Der men bi-demî men zinde şevem
Yek cân çi şeved sad cân-ı menî
Bana üflersen ben dirilirim
Bir cân da nedir? Yüzlerce cânımsın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder