Sayfalar

18 Aralık 2016 Pazar

Hüzzâm Mevlevî Âyin-i Şerîfi - İsmail Dede


HÜZZÂM ÂYİN-İ ŞERÎF
(Bestekârı : İsmâil Dede)

BİRİNCİ SELÂM

Mâhest ne-mî dânem hurşîd ruhat yâ ne
Bu ayrılık oduna cânım nice bir yâne

Yüzün ay mı güneş mi  bilmiyorum
Bu ayrılık ateşine ne kadar yanacağım?...

Sevdâ-yı ruh-ı Leylî şüd hâsıl-ı mâ haylî
Mecnûn gibi vâveylî oldum deli dîvâne

 En büyük kazancım Leylâ'ya (sevgiliye) sevdâm
Eyvâh ki Mecnûn gibi deli dîvâne oldum...

Âşık oldum bilmedim yâr özgelerle yâr imiş
Allah Allah âşıka bunca cefâlar vâr imiş...

Yâr yüreğim yâr gör ki neler var
Yâr yüreğim del ciğerim gör ki neler var...

Tü mâh-i acîbî ki mislî ne-dârî
Be her cilve cânâ der âteş sipârî

Sen öyle acâib bir aysın ki benzerin yok
Her cilvede âşığın cânını ateşe atarsın...

Be zülfeyn ü ebrû be çeşmân-i âhû
Pey-i dil-rübâyî çü şîr-i şikârî

Zülüflerinle kaşlarınla ceylan gibi gözlerinle
Ava giden bir arslan gibi gönül avlamaya çıkmışsın... 

Meh ü hur gulâmet zi can geşt râmet
Dü âlem be dâmet çi zîbâ nigârî

Ay ve güneş canlarından geçip sana köle olmuşlar
İki âlem (dünyâ ve âhiret) senin tuzağındadır ne hoş sevgilisin...

Nazîret ne-dîdem ne ez kes şinîdem
Dil ü din bi-bürdî çi ayyâr yârî

Benzerini ne gördüm, ne kimseden işittim
Gönlü ve dîni alıp götürdün, ne hîlekâr bir sevgilisin!...

Veled râ çi bâşed şehâ ger zi rahmet
Zi silk-i gulâmân-i hîşet şümârî

Ey sevgili! Veled kendisine gösterdiğin acımadan dolayı 
Kendini senin kölelerinin yolunda sayarsa bunda şaşılacak ne var?...

Hüsn yekî hasen yekî yâr yekî sühan yekî
Rûh yekî beden yekî yâr yekî sühan yekî

Güzellik tektir, güzel birdir, sevgili ve O'nun hakkında söylenen sözlerin de eşi emsâli yoktur. Rûh birdir, beden birdir, sevgili ve O'nun hakkında söylenen sözlerin de eşi emsâli yokdur...

Yâr-ı dil-i hazin yekî tâ dem-i âteşin yekî
Milket-i aşk u din yekî yâr yekî sühan yekî

Mahzun gönlümün sevgilisi birdir, ateşli âhım da tekdir. Sevgi ve din ülkesi birdir, sevgili ve o'nun hakkında söylenen sözlerin de eşi emsâli yokdur...

Aşk u melâletem yekî sakm u selâmetem yekî
Men‘ ü melâmetem yekî yâr yekî sühan yekî

Aşkım ve bıkkınlığım bir, hastalığım ve iyiliğim bir
Kovulmam ve kınanmam bir, sevgili bir, söz bir...
 
İKİNCİ SELÂM

Ey hâlik-ı heft âsüman der mandeem feryâd res
Vey râzık-ı pîr ü civan der mandeem feryâd res

Ey yedi göğü yaratan! Âciz kaldım, imdâda yetiş 
Ey yaşlının da gencin de rızkını veren! Âciz kaldım, imdâda yetiş!..

Ey rahm-i tü ber nîk ü bed ihsân-ı tü bî-hadd ü add
Her lahza gûyem ey Hudâ der mandeem feryâd res

Ey merhameti, iyiye de kötüye de şâmil bulunan! İhsanı hadsiz hesapsız olan!
Her an, “Yâ Rab! âciz kaldım, imdada yetiş” diyorum...
  ÜÇÜNCÜ SELÂM

Devlet et pâyende bâdâ ey süvâr
Rahm kün ber âşıkan ma‘zûr dâr

Ey kudret sâhibi! Devletin dâim olsun 
Âşıklarına merhamet et ma'zûr gör

Çün taleb kerdî be cid âmed nazar
Cid hatâ nek’ned çünin âmed haber

İsteyince düşünce harekete geçer
Gayretde hatâ olmaz çünkü hadîs'de böyle buyrulmuşdur...

Ey ki hezâr âferin bu nice sultân olur
Kulu olan kişiler hüsrev ü hâkân olur

Ey binlerce varı yaratan bu nasıl bir sultandır ki 
Onun kulu olan kişiler padişahlar padişahı olmada, şahlara buyruk yürütmede...

Her ki bugün Veled’e inanuben yüz süre
Yoksul ise bay olur bay ise sultân olur

Bugün Veled'e inanarak ona (onun kapısına) yüz süren kişi 
Yoksulsa zengin oluyor zenginse sultan oluyor...

Zehî aşk zehî aşk ki mâ râst Hudâyâ
Ki mâ râ vü cihân râ bi-yârâst Hudâyâ

Yâ Rab! Bu bizim aşkımız ne kadar da güzel ki 
Hem bizi hem de cihanı süsledi...

Çi bezmest çi sâkîst çi bâdest ki hordîm
Çi naklest çi nuklest çi hurmast Hudâyâ

O meclis ve oradaki sâkî ile içtiğimiz bâde ne de güzel 
Yâ Rab! O ne güzel içki, ne güzel yiyecek ve nimetler...

Çi lutfest çi zevkest çi bûyest çi rûyest
Çi halkast çi hulkast çi sîmâst Hudâyâ

Yâ Rab! O ne lutuf, o ne zevk, o ne güzel koku, ne güzel yüz 
O ne güzel tabiat ve huydur...

Veled râ mesel gû devânîst be çevgan
Bedan sû ne deryâ ne sahrast Hudâyâ

Yâ Rab! Veled top gibi çevganla beraber 
Ne denizin ne ovanın olduğu tarafta koşmaktadır...

Ey an ki tüyî murâd u matlûb
Hestî ber-i cümle halk mahbûb

Ey sevgili sen benim murâdım ve isteğimsin 
Herkesin istediği ve sevdiği sensin...

Ey Yûsuf-i hüsn ez firâkat
Der nâle vü giryeem çü Ya‘kûb

Ey güzellikte Yusuf peygamberi andıran sevgili; senin ayrılığından dolayı 
Yusuf'un babası Yakub gibi feryad etmekteyim, ağlamaktayım...

Tecrîd bi-cû Veled zi âlem
Tâ hem-çü mücerredan şevî hûb

Ey Veled, bu âlemin kıymeti var mı? ondan kendini çek, Allah'a yönel 
Böylece madde âlemine önem vermemek senin için güzel neticeler doğuracakdır...

Bülbül-i aşk ez seher âğâz kerd
Pîş-i gülistan semer âğâz kerd

Aşk bülbülü sabah vakti şakımaya başlar 
Gül bahçesi de isteğine ulaştı 

Ez pes-i her perde vü nağme ki güft
Nağme-i hûb-i diger âğâz kerd

Söylediği her perdeden nağmemi andıran 
Yeni ve güzel bir nağmeye başladı
  DÖRDÜNCÜ SELÂM

Sultân-ı menî sultân-ı menî
Ender dil ü can îmân-ı menî

Sultânımsın sultânımsın 
Cânımda gönlümde îmânımsın 

Der men bi-demî men zinde şevem
Yek cân çi şeved sad cân-ı menî

Bana üflersen ben dirilirim
Bir cân da nedir? Yüzlerce cânımsın
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder