HÂFIZ MEHMET NEZİH TOLAN
1940 - 1992
Hâfız Nezih Tolan, İstanbul’un târihî mekânlarından Karagümrük Beyceğiz Mahallesi'nde bulunan Molla Bey’in Konağı’nda 5 aralık 1940’da dünyaya geldi.
Karagümrük’deki Ahmet Râsim Paşa İlkokulu’nu bitirdikten sonra Bayezid Câmii İmâmı “Sarı Hoca” ismiyle ma'rûf Hâfız İsmâil Efendi’den hâfızlık derslerine 12 yaşında başlayan Nezih Tolan hıfzını ve ta'lim-i hurufâtı dört senede ikmâl ederek "huffâz-ı kirâm" huzûrunda günde onar cüz okumak şartıyla üç günde hatm-i şerîfi tamamlayıp hıfzını isbât eyledi.
"Ayaklı Kütüphane" olarak bilinen Açıkbaş Mustafa Sabri Gümülcinevî Efendi’den Arapça ve Farsça, Hasan Akkuş Efendi’den de fıkıh dersleri aldı.
Mûsıkîyi bizzât babası çok kıymetli mûsıkîşinâs Hafız Hüseyin Tolan’dan meşk etti. Münir Nureddin Selçuk, Sadettin Kaynak ve diğer birçok mûsıkî üstâdının katıldığı, salı ve cuma günleri evlerinde yapılan meşklerde bulunarak mûsikî bilgisini geliştirdi.
Muzaffer Ozak Efendi’nin bendesi olan babası Hüseyin Bey, oğlu Nezih Efendi’yi Muzaffer Efendi’nin himâyesine teslîm etti. Muzaffer Efendi'nin Amerika ve Avrupa seyahatlerinden bazılarına da iştirâk eden Hâfız Nezih Tolan, Muzaffer Efendi'den sonra O'nun fahrî olarak yıllarca Cuma Namazı kıldırıp hutbe okuduğu mescidde, 1986-1991 yılları arasında takrîben 5 sene kadar hutbe okudu ve namaz kıldırdı...Bu mescid, Camili Han Mescidi diye bilinen Kapalıçarşı Camili Han'daki Durmuş Ahi Baba'nın binâ ettiği fevkânî mesciddir...
24 Mart 1992 tarihinde vefât eden Hâfız Nezih Tolan, vasiyeti üzerine Seyyid Nizam Hazretlerinin civârındaki Silivrikapı Kabristanı’na sırlandı.
Devrin en kıymetli hocalarından aldığı bilgileri gençlere aktararak birçok kişinin yetişmesine vesîle olan ve özellikle sesinin hârikalığı ve muhteşem hitâbetiyle gönüllerde taht kuran Hâfız Nezih Efendi’nin, uşşak makamında bestelediği iki ilâhisi vardır : Güftesi kendisine ait “Elestü bi Rabbiküm” ile sözleri Hazret-i Yunus’a ait “Bilmem nideyim”.
"Elestü bi rabbiküm" hitâb olunduk
"Kâlû belâ" dedik Hakk'a kul olduk
Allah Allah diyerek huzûra durduk
Bende-i Âl-i Abâ Hüseynîyiz biz
Bende-i Cerrâhî Halvetî'yiz biz
Cân u tenden geçip halka-bend olduk
"Aşk-ı Muhammedî"yi "Aşkî"de bulduk
Aşkın ile Mevlâm bî-karâr olduk
Bende-i Âl-i Abâ Hüseynîyiz biz
Bende-i Cerrâhî Halvetî'yiz biz
"Ashâbı ke'n-nücûm"a cânımız fedâ
İmâm-ı Alî'den hidâyet bulduk
Meydân-ı ehlullahda safâyâb olduk
Bende-i Âl-i Abâ Hüseynîyiz biz
Bende-i Cerrâhî Halvetî'yiz biz
Çâr-ı yâr-ı bâ-safâ serde tâcımız
Hamse-i Âl-i Abâ cânda cânımız
Şühedâ-yı Kerbelâ âh u zârımız
Bende-i Âl-i Abâ Hüseynîyiz biz
Bende-i Cerrâhî Halvetî'yiz biz
Bende-i Cerrâhî Halvetî'yiz biz
Sözlerim doğru lâkin uymaz özüme
Hâfız kulun aczini vurman yüzüne
Şeyhim himmet eyle varam izine
Bende-i Âl-i Abâ Hüseynîyiz biz
Bende-i Cerrâhî Halvetî'yiz biz
Bende-i Cerrâhî Halvetî'yiz biz

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder