Günümüzde son derece gelişmiş ses sistemleriyle ve mûsıkîyi çok iyi bilenlerce yapılan bunlara benzer dünyâ kadar kayıt var. Nice albümler var, nice konser kayıtları var, nice canlı icrâlar var. Üstelik bunlara erişmek de artık çok kolay, ne var ki, bunların çoğunda böyle bir lezzet, böyle bir tesir bulunmuyor. Son derece profesyonelce yapılan bu kayıtlar nedense rûhumuza işlemiyor, kalbimizi titretmiyor, tüylerimizi diken diken etmiyor, gözlerimizi yaşartmıyor. Halbuki ses kaliteleri mükemmel, okuyanlar hatâsız okuyor, seçilen eserler gâyet güzel. Peki acaba neden?
Aslında bunun çok basit bir sebebi var, o da aşk. Hangi iş ki aşk ile yapılır, o iş feyizli ve bereketli olur. Hangi söz ki aşk ile söylenir, o söz kulakdan girmekle kalmaz, kalbe nüfûz eder, insana tesir eder. Hangi nağme ki aşk ile söylenir, o nağme insanın tâ rûhuna işler. Bir eser ki aşk ile yazılmışdır, aşk ile bestelenmişdir, aşk ile okunmuşdur elbette ki onun tesiri bambaşka olacakdır.
Zaman zaman, "Bugün de böyle meşk ve zikir meclisleri var mı?" diye soranlar oluyor. Bendeniz de onlara cevâben "Bilmiyorum belki vardır, ama şunu bilin ki, aşk olmadan meşk olmaz" diyorum.
Kanı bir 'aşk ehli kardaş kanı bir derd ehli yâr
Bağrı başlı gözü yaşlı kanı bir dostun anar
Kanı bir kavlinde sâdık kanı bir Hakk derdlisi
Kanı bir âh eyledikçe sînesinden od çıkar

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder