Bu şuğul artık tamâmen unutulmuş olan nâdîde eserlerdendir...Notalarda bestekârı mechûl gösterilen bu şuğulü, Hoca Zekâî Dede'nin Mısır'da ikâmet ettiği yıllarda dinlediği mahallî nağmelerden terkîb ettiği rivâyet edilmişdir. Zekâî Dede'nin Mısır'dan hâtıra kalan nağmelerle birçok şuğuller ve ilâhiler bestelediği bilinmektedir. İşte bu da onlardan biri olsa gerekdir.
Birçok şuğullerde olduğu gibi bu eserde de güfteyi hatâsız yazmak pek müşkil hâle gelmişdir. Eseri günümüze ulaştıran zevât Arapçaya vâkıf olmadıklarından güftede birçok bozulmalar meydana gelmişdir. Bizim hatâsı ile savâbı ile tesbît edebildiğimiz güfte şöyledir. Umulur ki Arapçaya vâıf ehl-i himmet hatâlarını tamir edeler.
Min yevmi firâkike yâ hasenâ
Ecfânühümâ zâgal ve senâ
E türa'l-evkâtü teûdekümâ
Kânet ve'l münzili yecma'unâ
Hâziye'l eseri teünnü bihâ
Fe fuâdü's-sabbi ve gaden ve lehâ
Li me'a ke gazâ li zakibihâ
İn zâle yezûlu 'annel hazenâ
Bu eserin bize intikâlini sağlayan zât son devrin kıymetli zâkirbaşılarından Bekâr Bey Tekkesi Zâkirbaşısı Zühdü Bey'dir. Aşağıdaki ses kaydında eseri O'nun okuyuşu ile dinleyebilirsiniz.
Bu harika eserin kaybolmamış olmasına sevinirken kim bilir neler neler kayboldu diye de düşünmeden edemiyor insan. Tanpınar'ın dediği gibi "yapmasını çok iyi bilen ve seven şark muhafaza etmesini bilmez" maalesef. Sizin muhafaza etmek konusundaki çabalarınız ise gerçekten çok kıymetli. Çok minnettarız.
YanıtlaSil