Sayfalar

1 Haziran 2015 Pazartesi

Kenzî Hasan Efendi

Kenzî Hasan Efendi'nin müntesib olduğu Sünbüliyye tarîkinin
pîri Sünbül Efendi Hazretlerinin türbe-i şerîfi
KENZÎ HASAN EFENDİ

Ayaş’ta dünyâya geldi ancak uzun yıllar Manisa’da yaşadığı için Manisalı Hasan Kenzî Efendi diye tanınmıştır.

Hasan Efendi, ilk tahsilinden sonra İstanbul’a giderek Koca Mustafa Paşa Sünbülî Âsitânesi'nin 10. Postnişîni Seyyid Mehmed Alâeddin Efendi’ye intisâb etti. Sülûkünü tamamlayınca şeyhi tarafından irşâda me'mûr edilerek Manisa’ya gönderildi. Ulucami, Hafsa Sultan ve Ali Bey camilerinde yaptığı vaazları ve sohbetleriyle meşhûr oldu ve sevildi. Şehrin dışında yaptırdığı tekkesi bir müddet sonra eşkıya tarafından yıkıldığı için 1110 (1698) yılında Aynî Ali Sultan Türbesi’nin yakınında tekkesini yeniden inşa ettirdi. Bir süre de Aynî Ali Zâviyesi’nde zâviyedâr olarak hizmet gören Hasan Efendi, 1715 senesinde Hakk'a yürüyünce kendi tekkesinin hazîresine defnedildi. 

Hasan Efendi’nin yaptırdığı cami ve tekkenin XIX. yüzyıl sonlarına kadar varlığını sürdürdüğü Manisa şer‘iyye sicillerinden anlaşılmaktaysa da türbesinin de dahil olduğu bu külliyeden günümüzde hiçbir iz kalmamıştır. Sadece o civardaki bir caddeye Kenzî adı verilmiştir.

Şeyhî Mehmed Efendi, Vekâyiü'l-Fudalâ'sında Kenzî Hasan Efendi için şöyle demektedir :
"Azîzim merkûm, hissedâr-ı ma'ârif-i ulûm, müteverri' ve müteşerri', dervîş, edîb ve mütevazı' pîr-i se'âdetmend müflih idi"
Safâyî ise meşhûr eserinde Kenzî Hasan Efendi için şöyle yazıyor :
"Zâhiri ve bâtını ma'mûr, salâh u takvâ ile meşhûr bir şeyh-i kâmil ü âgâh ve bir pîr-i rûşen-zarnîr-i pür-intibâh"
NUTUKLARI


Şâir olarak da meşhûr olan Hasan Efendi’nin Kenzî mahlasıyla yazdığı nutuklarından bir kısmı tesbit edilmişdir. Bazı nutukları hem yaşadığı devrin büyük bestekârları (meselâ Itrî) hem de sonraki dönemin kıymetli bestekârları (meselâ Mutafzâde) tarafından bestelenmişdir. Bazı nutk-i şerîflerini teberrüken buraya kaydediyoruz...

Düşelden derdine yoktur karârım yâ Resûlallah
Değişdim aşkına dâr ü diyârım yâ Resûlallah
Geçirdim ömrümü sevdâ-yı hüsnün nâr-ı firkatle
Benim âh ü enîndir bergüzârım yâ Resûlallah

Görünmez gözüme dâr-ı fenânın bâğ ü bostânı

Senin vechini görmek gül-'izârım yâ Resûlallah
Çü lutfun oldu bâ'is mağfiret gülzârına îcâd
Lebin dürrünü dermekden medârım yâ Resûlallah

Sevelden zâr ü sergerdân olup aşkınla ey Leylâ

Seni cism içre cânımda arârım yâ Resûlallâh
Sana meftûn olan uşşâk ile hem-râh olup Kenzî
Fedâ olsun yoluna cümle vârım yâ Resûlallah

Bu na't-i şeriflerini Bayâtî makâmında bestelemişlerdir...Eski bir notası aşağıdadır....



Cândan âşık oldum vechin gülüne*
Göster cemâlini yâ Resûlallah
Düşmüş derdmend âşık al eline
Göster cemâlini yâ Resûlallah

Hayli demdir gözedirem özünü
Kereminden işidirem sözünü
Pinhân etme bendelerden yüzünü
Göster cemâlini yâ Resûlallah

Duhterin Fâtıma hürmeti'yçün
Aliyye'l-Murtazâ rıfati'yçün
Hasen u Hüseyn izzeti'yçün
Göster cemâlini yâ Resûlallah

Âb-ı zülâl akar şeker dilinde
Şâhlar uryân olur senin yolunda
Berdârın olayım zülfü telinde
Göster cemâlini yâ Resûlallah

Âlemin ziyâsı rûy-ı verdindir
Dillerde okunan senin virdindir
Kenzî kulun senin derdmendindir
Göster cemâlini yâ Resûlallah

* Bazı nüshalarda "vech-i gülüne" şeklindedir..

Bu nutk-i şerîflerini Bestenigâr makâmında bestelemişlerdir...Aşağıda bu esere âit iki icrâ örneği bulacaksınız....


Gülşen-i sırda safâ-bahş eyledi sünbül güli
Sünbülîyem Sünbülîyem Sünbülîyem Sünbülî
Kim gelir ol gülsitana şâd olur cân u dili
Sünbülîyem Sünbülîyem Sünbülîyem Sünbülî

Gel mülâzım ol se'âdet ister isen kûyunu

Şemm edesin gülşen-i vahdetde sünbül bûyunu
Nice müddet eşiğine sürdü Kenzî rûyunu
Sünbülîyem Sünbülîyem Sünbülîyem Sünbülî

Müntesibi olduğu tarîk hakkında îrâd ettiği bir nutk-i şerîfidir...




Aldın mı safâ ile musaffâ haberin sen
Ol nûr-i Hudâ vech-i mücellâ haberin sen

Her müddeîye sorma ki aşkdan haberi yok

Mecnûn'a suâl eyle o Leylâ haberin sen

Sevdâya düşüp yârini sahrâda arama

Cân ehline sor matlab-ı a'lâ haberin sen

Mahv eyledi hep vârını esrâr-ı "ene'l-hakk"

Mansûr'a suâl eyle o Mevlâ haberin sen

Ey Kenzî eğip boynunu pâyine yüzün sür

Sor şeyhin Alâeddîn'e Mevlâ haberin sen

Mürşid-i âlîleri Seyyid Alâeddin Efendi Hazretleri hakkında îrâd ettikleri bu nutk-i şerîflerini Bayâtî makâmında bestelemişlerdir...

MÛSİKÎŞİNÂSLIĞI VE BESTELERİ


Kenzî Hasan Efendi, sâdece bir bestekâr olarak kalmamış, mûsikî nazariyatı ile de ilgilenmiş ve bir "edvâr" kitabı yazmıştır. Ne yazık ki bu eser günümüze kadar ele geçmemiştir. Bugüne ulaşan eserlerine bakılırsa, mûsikîmizin bütün inceliklerini vâkıf olduğu görülür. Nitekim, Itrî gibi bir dehânın, Hasan Efendi'nin bir nutkunu bestelemesi O'nun büyük bestekârlar arasında hürmet edilen bir zât olduğunu gösterir.

Bestelerinden birçoğu maalesef günümüze intikâl edememişdir. Sadeddin Nüzhet Ergun meşhûr Antoloji'sinde sâdece sekiz bestesine âit güfteleri kaydetmiş ancak bunlardan sâdece şunların notası bugüne ulaşabilmişdir :

1. Bestenigâr - Evsat - Tevşih - Candan âşık oldum vechin gülüne
2. Bayâtî - Düyek - İlâhi - Aldın mı safâ ile musaffâ haberin sen
3. Bayâtî - Evsat - Tevşih - Düşelden derdine yokdur karârım yâ Resûlallah 
4. Hüseynî - Düyek - İlâhi - Cânân ilinin güllerinin bağı göründü

Bu eserlerden ilk üçünün güfteleri de Hasan Efendi'nin nutk-i şerîfleridir...Arşivimizde bu eserleden sâdece ilk sıradakine âit ses kayıtları var...


ARŞİVDEN SES KAYITLARI



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder