1894-1975
1894 yılında, İstanbul'da dünyaya gelen Sebilci Hüseyin Efendi, sâdâtdandır. Dedesi Tarîk-i Uşşâkiyye meşâyinden Sadeddin Efendi amcası Hüsâmeddin Uşşâkî Âsitânesinin son postnişîni Mustafa Hilmî Sâfî Efendi'dir.
Sebilci Hüseyin Efendi, 16 yaşında olmasına rağmen, Balkan Harbi’nin patlamasıyla askere alınmış ve harb esnâsında da sebilcilik hizmetine devâm etmişdir. I.Dünya Harbi'nde ise, Veled Çelebi'nin maiyyetinde, Mücahîdîn-i Mevlevî taburunun mıtrıbân sınıfında marş muallimliği yapmışdır. Önce Halep’de sonra da Şam’da bu vazîfesine devâm eden Sebilci Hüseyin Efendi'nin 5 yıl süren askerlik hizmet, Kanal cephesinin düşmesi ile birlikte nihâyete ermişdir.
Hem âileden hem de yetiştiği tekke muhitinden istifâde ederek Allah vergisi istidâdını gün geçtikçe ilerleten Sebilci Hüseyin Efendi, amcası Mustafa Hilmî Sâfî Efendi sâyesinde devrin en muktedir zâkirlerinden ve mûsikîşinâslarından dersler almışdır...Dînî mûsikî ve zikir usûllerini, Bahariye Mevlevîhânesi kudumzenbaşısı Şevki Efendi ve meşhûr zâkirbaşı Kasımpaşalı Cemâleddin Efendi'den, lâ-dînî mûsikîyi, Selanikli Ahmed Efendi ve Ûdî Abdi Bey'den meşketmişdir.
Tekkelerin açık oluğu dönemde sayısız tekkede zâkirlik yapan Sebilci Hüseyin Efendi tekkeler kapandıktan sonra da zikrullaha devam eden Kasımpaşa'daki Aynî Ali Baba Tekkesinde, Tophane'deki meşhûr Kâdirîhâne'de ve Karagümrük'deki Nureddin Cerrâhî Âsitânesinde zâkir olarak çok hizmet etmiş ve âşıkları cezbeye getirmişdir...
Tekkelerin kapatılmasına kadar zâkirlik görevinden ayrılmayan Sebilci Hüseyin Efendi, bu dönemden sonra geçim sıkıntısı çekmiş ve zaruri olarak gazelhânlık yapmıştır. İstanbul, Ankara, İzmir gibi birçok önemli şehirde çeşitli saz topluluklarında gazelhânlık icralarında bulunmuştur. Bazı gazelleri taş plaklara kaydedilmişdir. 1960'larda çekilen "Eski Boş Beşik" adlı filmde okuduğu "Ey benim ciğerpâre yavrumu alan" diye başlayan hazîn gazel çok ses getirmişdir...(Gazellerinden bir kısmı ses arşivinde mevcuttur)
Sebilci Efendi'nin temâyüz ettiği hususlardan biri de mersiyehânlığıdır. Nevi şahsına mahsus uslûbuyla okuduğu Kerbelâ mersiyeleri, Ehl-i Beyt âşıklarının kalblerini dağlamışdır. Sebilci bu mersiyeleri okudukça yanan kalpler ona daha da hürmet göstermiş, son dönemde Muharrem ayı denince akla gelen ilk isim Sebilci Hüseyin Efendi olmuştur. Okuduğu mersiyeleri bu kadar müessir kılan şüphesiz başta kalbindeki Ehl-i Beyt aşkı olmakla beraber bir dönem talebesi olduğu Zâkirbaşı Cemâleddin Efendi'nin bu sahadaki hocası Mersiyeci Yaşar Baba'dan müteselsilen gelen husûsî tavır olmalıdır. Benzerine rastlamadığımız bir mersiye örneği de, Sebilci Hüseyin Efendi'nin ilk tayyare şehîdimiz Fethi Bey için okuduğu “Ağla annem ağlamanın yeridir. Tayyareden düşen oğul Fethi'dir” diye başlayan mersiyesidir ve ne mutlu ki kayıt altına alınmışdır.
Hem âileden hem de yetiştiği tekke muhitinden istifâde ederek Allah vergisi istidâdını gün geçtikçe ilerleten Sebilci Hüseyin Efendi, amcası Mustafa Hilmî Sâfî Efendi sâyesinde devrin en muktedir zâkirlerinden ve mûsikîşinâslarından dersler almışdır...Dînî mûsikî ve zikir usûllerini, Bahariye Mevlevîhânesi kudumzenbaşısı Şevki Efendi ve meşhûr zâkirbaşı Kasımpaşalı Cemâleddin Efendi'den, lâ-dînî mûsikîyi, Selanikli Ahmed Efendi ve Ûdî Abdi Bey'den meşketmişdir.
Tekkelerin açık oluğu dönemde sayısız tekkede zâkirlik yapan Sebilci Hüseyin Efendi tekkeler kapandıktan sonra da zikrullaha devam eden Kasımpaşa'daki Aynî Ali Baba Tekkesinde, Tophane'deki meşhûr Kâdirîhâne'de ve Karagümrük'deki Nureddin Cerrâhî Âsitânesinde zâkir olarak çok hizmet etmiş ve âşıkları cezbeye getirmişdir...
Tekkelerin kapatılmasına kadar zâkirlik görevinden ayrılmayan Sebilci Hüseyin Efendi, bu dönemden sonra geçim sıkıntısı çekmiş ve zaruri olarak gazelhânlık yapmıştır. İstanbul, Ankara, İzmir gibi birçok önemli şehirde çeşitli saz topluluklarında gazelhânlık icralarında bulunmuştur. Bazı gazelleri taş plaklara kaydedilmişdir. 1960'larda çekilen "Eski Boş Beşik" adlı filmde okuduğu "Ey benim ciğerpâre yavrumu alan" diye başlayan hazîn gazel çok ses getirmişdir...(Gazellerinden bir kısmı ses arşivinde mevcuttur)
Sebilci Efendi'nin temâyüz ettiği hususlardan biri de mersiyehânlığıdır. Nevi şahsına mahsus uslûbuyla okuduğu Kerbelâ mersiyeleri, Ehl-i Beyt âşıklarının kalblerini dağlamışdır. Sebilci bu mersiyeleri okudukça yanan kalpler ona daha da hürmet göstermiş, son dönemde Muharrem ayı denince akla gelen ilk isim Sebilci Hüseyin Efendi olmuştur. Okuduğu mersiyeleri bu kadar müessir kılan şüphesiz başta kalbindeki Ehl-i Beyt aşkı olmakla beraber bir dönem talebesi olduğu Zâkirbaşı Cemâleddin Efendi'nin bu sahadaki hocası Mersiyeci Yaşar Baba'dan müteselsilen gelen husûsî tavır olmalıdır. Benzerine rastlamadığımız bir mersiye örneği de, Sebilci Hüseyin Efendi'nin ilk tayyare şehîdimiz Fethi Bey için okuduğu “Ağla annem ağlamanın yeridir. Tayyareden düşen oğul Fethi'dir” diye başlayan mersiyesidir ve ne mutlu ki kayıt altına alınmışdır.
Sebilci Hüseyin Efendi,nin uslûbu o kadar nevi şahsına münhasır bir uslûbdur ki aslâ taklîd edilemez. O'nu yektâ bir okuyucu yapan başka husûsiyetleri de vardır. Başından sonuna bütün bahirleri, kasîde ve ilâhîleri ile mevlid-i şerîfi tek başına okuyabilmesi, hiç ara vermeden hem bendir çalıp hem ilâhî ve kasîde okuyarak çok uzun fasıllar icrâ edebilmesi, artık tamâmen unutulmuş bir tekke usûlü olan "perde kaldırma"daki ustalığı, bir anda irticâlen beste yapabilmesi bunlardan bazılarıdır.
Daha sonraki dönemlerde besteler de vücûda getirmeye başlayan Hüseyin Sebilci Efendi’nin hepsi ilâhî formunda olan bu eserlerde de kendine has tavrı açıkça görülebilmektedir. Notasyon konusunda en ufak bir bilgisi olmadığı halde, ilâhî bir lutfa mazhar olduğundan, pek güzel ilâhîler bestelemişdir. Maalesef bunların tamamı tesbit edilememişdir. Notaya alınabilmiş 44 bestesinin tamamı ilahi formunda olup, güfteler hep evliyâullah hazerâtının nutuklarından seçilmişdir. Yalnızca bir bestesinde kendi nutkunu kullanmışdır...
Hayatının son döneminde daha çok mevlidhân olarak anılan Sebilci Hüseyin Efendi, yaşlılığında sıkıntılı dönemler geçirmiştir. Bu zamanlarda kendisine destek olan önemli kişilerin başında Muzaffer Efendi Hazretleri gelmektedir. 1975 yılında Üsküdar’da yalnız yaşadığı evinin kapısı önünde hayata gözlerini yuman Sebilci Hüseyin Efendi, Üsküdar Yeni Valide Sultan Camii’nde sevenlerinin katıldığı kalabalık bir cenaze namazından sonra bizzat Muzaffer Efendi Hazretleri tarafından tarikat-i aliyyeye mahsus merâsim icrâ edilerek, tevhîd ü ezkâr ve salât ü selâmlar ile âlem-i cemâle uğurlanmışdır. Hüseyin Sebilci Efendi'nin kabri Karacaahmet Mescidi’nin arka kısmındadır...Rahmetullahi aleyh ve rahmeten vâsia...
ŞAHSİYETİ
Sebilci Hüseyin Efendi, bir mevlid meclisinde, mutad olduğu üzere gerek mevlid-i şerîfi gerek kasîde ve ilâhileriyle herkesi aşka getirdikden sonra o meclisi tertîb eden zât utana-sıkıla kendisinden bir ricâda bulunuyor. Diyor ki, "Burada bazı hevesli gençler var, gerçi sizin huzûrunuzda onların bir şey okuması yakışık almaz ama hevesleri kırılmasın, kusurlarına bakmayın, müsâade buyurursanız onlar da bir şeyler okusunlar..." Sebilci Hüseyin Efendi'nin cevâbı bizim için büyük bir edeb dersi mâhiyetindedir. Şöyle diyor :
Aman efendim estağfirullah, ne demek, buyursunlar okusunlar, biz de müstefîd oluruz, ben onların ayaklarını öperim.
Sebilci Hüseyin Efendi'nin tesbit edebildiğimiz eserlerinin listesi aşağıdadır...Bu ilahilerin hemen hemen hepsine ait ses kayıtlarını arşivimizde bulacaksınız... Bu ses kayıtlarını müstesna kılan husus, hepsinin Sebilci Hüseyin Efendi tarafından yapılan icralardan oluşmasıdır...
| Eser | Form | Makam | Bestekar | Güfte | Usul |
| Âbidân-ı Mustafa'yız biz Hüseynilerdeniz | ilahi | Uşşak | Sebilci | Hilmi Dede | Düyek |
| Âlem-i dilde aceb kâşânemiz var bizim | ilahi | Nihavend | Sebilci | Sırri Efendi | Sofyan |
| Âlemi ihâtâ kıldı âteşiyle âhımız | ilahi | Rast | Sebilci | Belirsiz | Müsemmen |
| Allah emrin tutalım gel zikredelim Hakk'ı | ilahi | Muhayyer | Sebilci | Sertarikzade Mehmed Emin Ef. | Sofyan |
| Amennâ söyledik ikrar eyledik | ilahi | Uşşak | Sebilci | Mirati | Sofyan |
| Arzuhâlim evvelâ evlâd-ı Mevlânâ'ya Hû Arzum senin cemâlinde |
ilahi ilahi |
Acemaşiran Saba |
Sebilci Sebilci |
Âşık Şem'î Zeynep Hanım |
Sofyan Sofyan |
| Bâğ-ı aşkın andelîbi Hazret-i Üftâde'dir | ilahi | Rast | Sebilci | Hazret-i Hüdai | Müsemmen |
| Ben bu aşkın mecnûnuyam | ilahi | Uşşak | Sebilci | Belirsiz | Düyek |
| Bülbüller sazda | ilahi | Hüseyni | Sebilci | Muzaffer Ozak | Düyek |
| Cemâlin hüsnüne canlar fedâdır yâ Resulallah | ilahi | Muhayyer | Sebilci | Hayrullah Taceddin Efendi | Devr-i Hindi |
| Dağlar ile taşlar ile çağırayım Mevlam seni | ilahi | Saba | Sebilci | Yunus Emre | Sofyan |
| Derdinle doldum bilmezem noldum | ilahi | Hicaz | Sebilci | Abdülehad Nuri Hazretleri | Düyek |
| Dost bahçesinin gülleri | ilahi | Saba | Sebilci | Fahreddin Cerrahi | Sofyan |
| Ehl-i Hakk'a sıdk ile bel bağlayan | ilahi | Hüseyni | Sebilci | Belirsiz | Düyek |
| Ey benim devletli sultanım Muhammed Mustafa | ilahi | Hüzzam | Sebilci | Belirsiz | Devr-i Hindi |
| Ey dünyaya gelen kişi | ilahi | Hüzzam | Sebilci | Muzaffer Ozak | Sofyan |
| Ey güzellerden güzel rûhum Resûl-i Kibriyâ | ilahi | Rast | Sebilci | Hayrullah Taceddin Efendi | Devr-i Hindi |
| Ey Hâliku ey lâ yezâl | ilahi | Hicaz | Sebilci | Sultan 2. Mustafa Han | Sofyan |
| Gaflet uykusunda yatar uyanmaz | ilahi | Rast | Sebilci | Genç Abdal | Sofyan |
| Gece gündüz döne döne istediğim Hakk'dır benim | ilahi | Hicaz | Sebilci | Seyyid Seyfullah Hazretleri | Düyek |
| Gel sürelim demi | ilahi | Hicaz | Sebilci | Kuddusi Hazretleri | Düyek |
| Gül yüzünü rüyâmızda görelim Yâ Resulallah | ilahi | Rast | Sebilci | Hacı Kişi | Düyek |
| Güller sünbüller öten bülbüler | ilahi | Rast | Sebilci | Belirsiz | Düyek |
| Güzel âşık cevrimizi çekemezsin demedim mi | ilahi | Nihavend | Sebilci | Pir Sultan Abdal | Düyek |
| Hakk yarattı âlemi aşkına Muhammed'in | ilahi | Isfahan | Sebilci | Yunus Emre | Düyek |
| Hakk'a çevir özünü | ilahi | Bestenigar | Sebilci | Belirsiz | Düyek |
| Matla-i nur-i ilâhîdir yüzün yâ Mustafa | ilahi | Hicaz | Sebilci | Belirsiz | Devr-i Hindi |
| Meded Allah sana sundum elimi | ilahi | Mahur | Sebilci | Ümmi Sinan Hazretleri | Düyek |
| Meded Yâ Gavsül Azam | ilahi | Rast | Sebilci | Muzaffer Ozak | Sofyan |
| Mevlam bana ver aşkını | ilahi | Rast | Sebilci | Seyyid Seyfullah Hazretleri | İkiz Aksak |
| Milk-i bekadan gelmişem | ilahi | Hicaz | Sebilci | Yunus Emre | Sofyan |
| Miraca çıkınca Ahmed-i Muhtar | ilahi | Hicaz | Sebilci | Fahreddin Cerrahi | S. Semai |
| Muhammed bağını gülüdür Ali | ilahi | Uşşak | Sebilci | Aşık Niyazi | Düyek |
| Semâdan sırr-ı tevhîdi duyan gelsin bu meydane | ilahi | Rast | Sebilci | Abdülehad Nuri Hazretleri | Devr-i Hindi |
| Semâdan sırr-ı tevhîdi duyan gelsin bu meydane | ilahi | Hicaz | Sebilci | Abdülehad Nuri Hazretleri | Sofyan |
| Seyreyleyüp yandım mah cemâline | ilahi | Saba | Sebilci | Fehmi Efendi | Sofyan |
| Seyreyleyüp yandım mah cemâline | ilahi | Suzinak | Sebilci | Fehmi Efendi | Sofyan |
| Sordum sarı çiçeğe | ilahi | Segah | Sebilci | Aşık Yunus | Sofyan |
| Şu benim dîvâne gönlüm | ilahi | Hüseyni | Sebilci | Kul Yusuf | Sofyan |
| Tanır isen Allah'ı | ilahi | Mahur | Sebilci | Sebilci Hüseyin Efendi | Sofyan |
| Taş atanlara da yok intikâmın | ilahi | Segah | Sebilci | Şeyh Osman Hadi Yücebilgiç | Sofyan |
| Vâsıl-ı feyzi Hudâ'yız | ilahi | Uşşak | Sebilci | Ahmed Hüsami Efendi | Sofyan |
| Vardım kırklar yaylasına | ilahi | Uşşak | Sebilci | Hatayi | Sofyan |
| Zâlimler el vurup hep şimşir-i can-rübâya | ilahi | Hüzzam | Sebilci | Kazım Paşa | Yürük Semai |
ARŞİV KAYITLARI



Gönlünüze sağlık muhteşem bir hizmet sunuyorsunuz. Allah sizden razı olsun. Mevlam yar ve yardımcınız olsun.
YanıtlaSil