Sayfalar

8 Nisan 2015 Çarşamba

MERSİYE

Hadîs-i Şerîf
Huseyn bendendir ben de Huseyn'denim. Kim Huseyn'i severse
Allah da onu sever. Huseyn "esbât"dan biridir. Hadîs-i Şerîf (Tirmizî)
MERSİYE

Dîvân edebiyatında, sevilen bir zâtın vefâtı üzerine o zâtın yiğitliğini, cömertliğini, iyiliğini, yaptıklarını övmek ve o zâtın kaybından duyulan acıyı dile getirmek için yazılan şiir türüne "mersiye" adı verilir. Mübârek günlerde, cenâze merâsimlerinde mersiye okuyan kişiye de "mersiyehân" denir. Mersiyeler genellikle mesnevî ve terkîb-i bend nazım biçimlerinde yazılmıştır.

Şâh-ı Şehîdân İmâm Hüseyin Efendimizin Kerbelâ'da şehîd edilişinin sene-i devriyyelerinde yani 10 Muharrem'de düzenlenen mâtem törenlerinde, bu olaydan duyulan üzüntüyü dile getiren Arapça, Farsça ve Türkçe manzûmelerin, mersiyehânlar tarafından, besteli veya irticâlî olarak okunması, Türk Mûsikîsi’nde “mersiye” adı verilen bir icrâ tarzının doğmasına sebep olmuştur. Mersiyenin kendine mahsus bir tavrı, yanık bir edâsı mevcuttur. Gerek bestelenmiş olan, gerek irticâlen söylenmiş bulunan mersiyelerde bu özellik açıkça kendini gösterir. Türk edebiyatında, bilinen en eski Kerbelâ mersiyeleri Âşık Yûnus ve Yazıcıoğlu Mehmed Efendi tarafından yazılmış ve yüzyıllarca okunagelmiştir.

Mersiye okuma geleneği hemen hemen bütün tekkelerde rağbet bulmuştu ve Muharrem'in onundan otuzuna kadar tekkelerin zikir günü ve gecesi aşûre dağıtılır, kurbanlar kesilir, mersiyeler okutturulurdu. Bu mersiyeler, başta Yazıcızâde Hazretleri (Bayrâmî) olmak üzere Seyyid Seyfullah (Sinânî), Fasîh Dede (Mevlevî), Hasan Sezâî (Gülşenî), Zekâî (Halvetî), Selâmî (Nakşibendî), Kâzım Paşa (Bedevî), Osman Şems Efendi (Kâdirî) Hazretleri gibi şahsiyetlerin eserlerinden seçilirdi. Bektâşî tekkelerinde de Mebnî Baba, Mehmed Ali Hilmi Dede Baba, Sâfî Baba gibi marûf zevâtın mersiyeleri okunurdu. Bunlar arasmda en meşhûr olanı Sâfî Baba'nın "Ey nûr-i çesm-i Ahmed-i Muhtâr yâ Hiiseyn" diye başlayan mesiyesidir...

Ecdâdımızn yüksek irfânının bir tezâhürü olarak, tekkelerde muharrem ayındaki zikirlerde, İmâm Hüseyin Efendimiz ve Kerbelâ şehidlerine hürmeten enstrüman kullanılmazdı. Yine bu ehl-i irfân, Muharrem ayı hâricinde mersiye okunmasını doğru bulmamışlar, böyle yapılırsa başta Resûlullâh sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz olmak üzere Ehl-i Beyt-i Mustafâ'nın rûhâniyyetlerinin incineceğini söylemişlerdir...Bu önemli kâidenin tek istisnâsı, öğrenmek kasdıyla okumak ve dinlemek olabilir...

Bizim bu bölümde sizlerle paylaşmak istediğimiz kayıtlar, çoğu uzun zaman önce rahmet-i Rahmân'a kavuşan zevâtın, eski tavırda okudukları mersiyelerdir. Okuyucular arasında özellikle Sebilci Hüseyin Efendi müstesnâ bir mevki işgal etmektedir...

Mersiye konusunu tarihî, edebî ve musikî yönleriyle detaylı öğrenmek isteyenler TDV İslam Ansiklopedisindeki "Mersiye" ve "Muharremiyye" maddelerini okuyabilirler...Mehmet Yalçın Yılmaz'ın, Mersiye ve Mersiyehânlar hakkında oldukça derli toplu bilgiler veren Yüksek Lisans Tezi'ni de sizlerle paylaşmak istiyoruz...

Her 10 Muharrem'de Mevlid ve Zikir Meclislerinin Merkezi
Sünbül Sinan Hazretlerinin Türbe-i Şerîfi ve İmam Hüseyn
Efendimizin kızları "Çifte Sultanlar"ın makamı

Ehemmiyetine binâen YAZICIOĞLU MERSİYESİ ile SÂFİ BABA MERSİYESİ'ni ayrı yazılar halinde yayınladık...Bu yazılarda sadece ses kayıtlarını değil mersiyelerin tam metinlerini de bulacaksınız...


ARŞİV KAYITLARI

Arşivimizdeki kayıtlar arasında Hâfız Yaşar Okur, Sebilci Hüseyin Efendi, Kemal Baba, Hâfız Cevdet Soydanses, Hâfız Kemal Tezergil, Hâfız Ârif Hikmet Gökoğlu, Hâfız Ali Gülses, Hâfız Hamid Benli, Hâfız Zeki Altun, Hâfız Aziz Bahriyeli, Hâfız Celal Yılmaz gibi çok kıymetli üstâdlarımızın okudukları mersiyeleri bulacaksınız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder