İstanbul’da dünyâya geldi. Doğum tarihi, ailesi ve tahsili hakkında bilgi bulunmamakta ise de mûsikîyi mükemmel sûretde öğrendiğini biliyoruz. Hâfız Post'dan ders almış olması kuvvetle muhtemeldir. Gülşeniyye tarîkatına intisâb ederek icâzet almış ve Şehremini’deki Hulvî Tekkesi şeyhi Sinan Efendi’nin hicrî 1107’de irtihâli üzerine bu dergâha şeyh olarak tayin edilmiş ve hicrî 1126 senesinde irtihâline kadar, 19 yıl bu tekkede postnişîn oldu. Kabr-i şerîfi de aynı dergâhın hazîresinde imiş. Şöhretinden dolayı, irtihâlinden sonra bu tekke Şîruganî Tekkesi adıyla anılmaya başlanmış. Ancak bugün tekkeden de hazîresinden de eser yokdur...
Beliğ, Güldeste’de onun hakkında “İstanbul’da ilm-i mûsikînin peder ü mâderi, üstâd-ı nâdirü’l-misl Gülşenî Dervîş Ali..” şeklindeki ifadeye bakılırsa şöhretinin en parlak zamanını IV. Mehmed devrinde yaşadığını söyleyebiliriz. Hiç şübhesiz 17..asrın en kudretli bestekârı o idi. Atrabü’l-âsâr’da belirtildiğine göre, dinî formlarda 600'den ziyâde, lâ-dîinî formlarda ise 100'den fazla eser bestelemiştir. Maalesef bunlardan sadece 30 kadarı günümüze ulaşmıştır...Bunların tamamı da dînî formlardaki eserleridir... Besteleri malum olmayan ancak güfteleri tesbit edilebilen eserlerinin sayısı 450 civârındadır...Tabii unutmamak gerekir ki, bestesi yaşadığı halde bestekarı mechul zannolunan eserler arasında da muhakkak ona âit besteler vardır.
Eserlerinin hepsi birbirinden güzel olmakla beraber özellikle durakları, mûsikîmizin en parlak besteleri arasında sayılmaktadır. Dinî eserlerinde kullandığı nutukların çoğu Abdülehad Nûri, Abdülkerim Fethî, Eşrefoğlu Rûmî, Îsâ Mahvî, Niyâzî Mısrî ve Şemseddin Sivâsî gibi meşâyih-i ızâm hazerâtına ve İkbâlî mahlasını kullanan Sultan II. Mustafa’ya âittir...
Eserlerine, çeşitli el yazması güfte mecmualarında daha çok Dede, bazen de Dede Sinânî, Ali Dede, Derviş Ali, Derviş Ali Sinânî, Derviş Ali Halvetî, Dede-i Atîk adlarıyla rastlanmaktadır. Dede-i Atîk tabiri, Türk mûsikîsinin diğer bir meşhur bestekârı olan ve kaynakların çoğunda Dede Efendi diye anılan Hammâmîzâde İsmâil Dede (ö. 1846) ile karıştırılmaması için kullanılmış olmalıdır. Ancak yine de yanlışlıkla, Ali Şîruganî Dede'ye âit bestelerin birçoğunun İsmail Dede'ye atfedildiğini görüyoruz...
Meşhur bestekârımız Nâyî Osman Dede, "Rabt-ı Ta'birât-ı Mûsikî" adlı manzûm eserinde Hâfız Post ile Ali Şîruganî Dede'nin mûsikîde yeni bazı tabirler bulduklarını söylüyor ve bu münâsebetle Dervîş Ali'yi "merd-i velî" tabiriyle medh ve takdîr ediyor...
Şeyhülislam Esad Efendi’nin bestekarlardan bahseden "Atrab-ül Âsâr fî Tezkireti Urefâ-il Edvâr" adlı eserinde Dede’nin “fenn-i mûsikî”de benzersiz olgunluğa sahip bir üstad olduğu belirtilerek, her bir eserinin "ilm-i mûsikî" kâideleri gereğince sanatlı ve eksiksiz olduğu ve mûsikîden anlayanlar tarafından gerçekten çok beğenildiği kaydedilmektedir.
Besteleri incelendiğinde görülüyor ki, Dervîş Ali Şîruganî Dede, hakîkaten üstâd bir mûsikîşinâsdır. Gerek güfte taksîmâtında, gerek nağmelerin terkîbinde onun pek mâhirâne bir kudret izhâr ettiği ve ince bir mûsikî zevkine sâhib olduğu açıkca görülüyor. Bir diğer husûsiyeti de, her eseri âit olduğu formun husûsî tavrına ve uslûbuna göre bestelemiş olmasıdır...
ESERLERİ
| İlk mısra | Güfte | Makam | Form | Usul |
| Ahval-i serencamım bu hale irince | Niyazi-i Mısri | Muhayyer | İlahi | Düyek |
| Allah u Rabb-i layezal | Sultan II.Mustafa | Eviç | İlahi | Düyek |
| Bakıp cemal-i yare çağırıram dost dost | Niyazi-i Mısri | Acem Aşiran | İlahi | Yürük Semai |
| Benim Mansur-ı aşk hoş dara geldim | Sünbül Sinan | Nühüft | Durak | Durak Evferi |
| Bir yüze duş oldu gönlüm yüzbin onun divanesi | Niyazi-i Mısri | Hüseyni | İlahi | Nim Evsat |
| Bu can teşne visal-i hazretine | Recai Efendi | Uşşak | Tevşih | Evsat |
| Bu dervişlik yoluna (Tehi sanman.. giydirme) | Eşrefoğlu Rumi | Eviç | İlahi | Sofyan |
| Bu gülşende hezar-ı bi nevayım ya Resulallah | Süleyman Nahifi Efendi | Pençgah | Tevşih | Evsat |
| Cümle alem aşina ben ona bi-ganeyim | Şemsi | Muhayyer | İlahi | Devr-i Hindi |
| Derd-mendim mücrimim dermana geldim ya Resul | İsa Mahvi Efendi | Acem | İlahi | Düyek |
| Derman arardım derdime derdim bana derman imiş | Niyazi-i Mısri | Mahur | Durak | Durak Evferi |
| Derviş olan kişiler deli olagan olur (Tehi sanman..) | Yunus Emre | Eviç | İlahi | Sofyan |
| Devran odur kim devrini devr-i felek bilmez ola | Niyazi-i Mısri | Eviç | İlahi | Evsat |
| Doğdu ol Sadr-ı Risalet bastı arş üzre kadem | Niyazi-i Mısri | Neva | Tevşih | Sofyan |
| Erenlerin sohbeti ele giresi değil | Ümmi Sinan | Hüseyni | İlahi | Düyek |
| Ey gafil uyan rıhlet-i na-gahı unutma | Şemseddin Sivasi | Segah | İlahi | Sofyan |
| Ey garip bülbül diyarın kandedir | Niyazi-i Mısri | Hicaz | İlahi | Düyek |
| Ey gönül bir derde düş kim anda derman gizlidir | Eşrefoğlu Rumi | Eviç | İlahi | Düyek |
| Ey hakikat erenleri | Hazret-i Üftade | Nikriz | İlahi | Düyek |
| Ey tarikat erleri ey hakikat pirleri | Niyazi-i Mısri | Eviç | İlahi | Evsat |
| Gir semaa zikr ile gel yane yane Hu deyu | Niyazi-i Mısri | Mahur | İlahi | Devr-i Revan |
| Hakka aşık olanlar zikrullahdan kaçar mı | Hazret-i Üftade | Rast | İlahi | Sofyan |
| Halk içre bir ayineyim herkes bakar bir an görür | Niyazi-i Mısri | Nühüft | Durak | Durak Evferi |
| İlm-i bahr-i vücud esdafının dürdanesiyim ben | Niyazi-i Mısri | Eviç | İlahi | Evsat |
| Kandedir cehl ile zulmet | Niyazi-i Mısri | Saba | İlahi | Evsat |
| Kıldan ince ve kılıçdan keskin ol şahın yolu | Niyazi-i Mısri | Hüseyni Aşiran | İlahi | Evsat |
| Müsahhar emrine hep cümle eşya | Aziz Mahmud Hüdai | Hicaz | İlahi | Evsat |
| Nazarın pak ise aldın nazarı | Himmet Efendi(Kul) | Eviç | İlahi | Evsat |
| Nice bir besleyesin sen bu kadd ü kameti | Yunus Emre | Buselik | İlahi | Evsat |
| Şermsar etme Hudaya ruz-I mahşerde beni | Sultan 2. Mustafa Han | Hüzzam | İlahi | Evsat |
| Tehi sanman siz beni (Derviş olan kişiler..) | Yunus Emre | Eviç | İlahi | Sofyan |
| Tende canım canda cananımdır Allah Hu diyen | Niyazi-i Mısri | Acem | Durak | Durak Evferi |
| Vasıl olmaz kimse Hakka cümleden dur olmadan | Şemseddin Sivasi | Gülizar | İlahi | Düyek |
| Ya ilahi asitanın hasteye darüş şifa | Fenayi | Dügah | İlahi | Evsat |
| Zat-ı Hakda mahrem-i irfan olan anlar bizi | Niyazi-i Mısri | Uşşak | Durak | Durak Evferi |
ARŞİV KAYITLARI

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder